deneme bonusu veren siteler onwin deneme bonusu bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu

deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri

EĞİTİM SEN Milli Eğitim Bakanlığı'na Karne verdi

SİVİL TOPLUM (Web Sitesi) - Web Sitesi | 19.01.2024 - 13:23, Güncelleme: 19.01.2024 - 13:30 1830+ kez okundu.
 

EĞİTİM SEN Milli Eğitim Bakanlığı'na Karne verdi

2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci döneminin tamamlanması nedeniyle bir basın açıklaması yapan Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’na karne verdi.
Bakanlığa verilen karnede,  kültür, sanat, estetik, eğitim yönetiminde liyakat, kamusal fayda, çocuk hakları, demokrasi, laik bilim uygulamaları konularında başarısız not verilirken,  Sansür, eğitimde tarikat ve siyaset, kadrolaşma, siyasi propaganda ve algı yönetimi konularında da pekiyi verildi.   Eğitim Sen Samsun Şubesi üyeleri dün gerçekleştirdikleri basın açıklaması eyleminde 2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemini değerlendirdi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi.   Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:    “2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemi Cuma günü itibari ile tamamlıyoruz.    AKP iktidarında 22 yılda 9 eğitim bakanı değiştirildi. Değişmeyen tek gerçek ise görev verilen her yeni bakanın AKP’nin siyasi ve ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda uygun adım hareket etmesi oldu. Reform diye sunulan her yeni değişim ile eğitimin bilimsel, laik, nitelikli, parasız ve kamusal niteliği yok edildi.    Eğitim yönetiminde, idareci atamalarında liyakat ve yeterlilik ilkesi terk edilerek yandaşlık, partizanlık, adam kayırma ilkeleri benimsendi, siyasi kadrolaşma esas kılındı. Eğitimde güvencesiz istihdam adım adım derinleştirildi. Öğretmenler ücretli, sözleşmeli, aday öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen diye ayrıştırıldı. Öğretmenlik mesleğinde çalışma barışı ve mesleki dayanışma büyük ölçüde yok edildi.   Sendikamız, “beyaz önlük” uygulamasına tek tip kıyafet dayatması nedeniyle karşı çıkarken, uygulama ilk gündeme geldiğinde özellikle kadın öğretmenlere yönelik olarak okul yönetimlerinin ‘bu nasıl kıyafet’ deyip önlük giymeyi dayatabilecekleri uyarısı yapmıştır. Ne Millî Eğitim Bakanlığı’nın ne de liyakatsiz okul müdürlerinin öğretmelerin ne giyip ne giymeyeceğine karışma hakkı yoktur.    Kamu okullarında neden olunan nitelik kaybına paralel olarak; çeşitli teşvik, destek ve vergi kolaylıkları ile özel okullaşma oranı, parası olan için eğitim hakkı yıllar içerisinde artırıldı. Eğitim tüm yurttaşlarımız için bir haktır. Tüm yurttaşlara parasız nitelikli kamusal eğitim verilmelidir.    Yarışmacı, elemeci, rekabet esaslı eğitim sistemi, değiştirilen sınav sistemleri ile mutlaklaştırıldı. Okullara merkezi bütçeden yeterli kaynak aktarılmayarak eğitim harcamalarında yurttaşların sırtına binen yük arttırıldı.   Öğrencilerin örgün eğitimin dışına kayışını durduracak önlemlerde yetersiz kalındı. MESEM ile çocuk işçiliği ve çocuk emeği sömürüsü eğitim ve yaşam hakkı ihlaline dönüştü. En son İstanbul Esenyurt'ta, staj yaptığı demir çelik fabrikasında saç bükme makinesine kafası sıkışan 14 yaşındaki Arda TOMBUL kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Çocuklarımız çocukluklarını yaşayamadan sermayenin kar hırsına kurban gitmekte. ‘4 gün iş, bir gün okul’ sloganıyla patronlara ucuz iş gücü kaynağı olarak sunulan meslek lisesi öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocuklarımız can güvenliği olmadan çalıştırılmaktadır.   Milyonlarca çocuk ve gencimiz kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle zifiri karanlıkta okula gitmek, akşam geç saatlerde okuldan eve dönmek zorunda bırakılmıştır.       İktidarın 2012 yılında ifade ettiği “kindar ve dindar nesil” “siyasi iktidar olduk ama kültürel iktidar olamadık” sözü ve projesine uygun biçimde, ders programlarında dini derslerinin ağırlığının sistemli bir şekilde arttırılması ile her adımda yeni bir eşik atlanarak tüm okullar imam hatipleştirildi, medreseleştirildi.   4 Haziran 2023 tarihinde MEB’na Yusuf Tekin’in atanması ile eğitim sistemindeki dinci, gerici, siyasal islamcı ve piyasacı dönüşüm hızlandırıldı.   Sayın bakanın 6 aylık icraat dönemine tarikat, cemaat ve diyanet başkanlığı ilişkileri ve ÇEDES projesi damgasını vurdu. ÇEDES Projesi Laik eğitim ve laik yaşama yönelik açık bir tehdittir.   Tarikat, cemaatler ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan Anayasa’ya ve yürürlükte olan Kanunlara aykırı hukuk dışı protokollerin yargı kararlarına rağmen sürdürüleceği açık bir şekilde Meclis kürsüsünden dile getirildi. Tarikat ve cemaatler “ STK “ olarak nitelendirildi. Tarikat-cemaatler ile yapılan protokolleri savunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN suç işlemektedir. Derhal istifa etmelidir. Hukuk önünde hesap vermelidir.   Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin bütün kademelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ÇEDES benzeri proje ve protokoller, Karma Eğitim tartışmaları ve uygulamaları başta öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan olumsuz olarak etkilemeyi sürdürmektedir.   Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES Projesi) laik eğitim anlayışına açıktan meydan okuma anlamına gelmektedir.       Diyanet İşleri Başkanlığı eğitimde bir aktör haline getirilerek herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan vaiz ve vaizelerin öğrenciler ile bir araya getirilmesinin, öğrencilerin mürit olarak yetiştirilmesinin önünün açılması başlı başına bir skandaldır. Okullar öğretmen ve öğrencilerindir. Tarikat cemaat ve din görevlisi adı altında hiçbir pedagojik formasyonu olmayan insanların yeri değildir. Bu kişileri öğretmenler ile karşı karşıya getirmek, olası olabilecek durumlara sebebiyet vermek, hukuku çiğnemek, başlı başına suçtur. Elinizi eteğinizi okullardan çekiniz.    Ekonomik kriz koşullarına rağmen yapılan tüm çağrılara kulak tıkanarak öğrencilere bir öğün sıcak yemek talebinin karşılanması konusunda gerekli adımlar atılmadı. Türkiye’de çocuklar okula aç gitmekte, yeterli beslenememekten kaynaklı fiziksel ve zihinsel gelişimleri sağlıklı olmamaktadır.  Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Eğitim Sen olarak talebimiz okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının hayata geçirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılmasıdır.        Öğretmenler mutsuz, öğrenciler huzursuz, anne-babalar endişeli!       Tüm bu olumsuzlukların üstünün örtülmesine, öğretmenlere gönderilen beyaz önlüğün yeteceği, yanılgısına düşüldü.      Oysa öğretmenlerin ve eğitim alanının sorunları ancak grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklar, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve eğitim sisteminin ve çalışma yaşamının demokratikleşmesi ile mümkün olabilir. Değerli Anne-Babalar, Eğitim hizmeti devlet tarafından MEB eliyle sunulan bir kamusal hizmettir, asla başka bir kuruluşa devredilemez.   Çocukların laik, bilimsel, nitelikli, parasız eğitim hakkını yurttaş olarak talep etmek, sizin hakkınız olduğu gibi aynı zamanda anne baba olarak görev ve sorumluluğunuzdur.  Şimdi çocuklarımız güzel bir tatili, dinlenmeyi, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak güzel vakit geçirmeyi; bolca kitap okuyarak düşler kurmayı fazlasıyla hak etti. Sevgili Öğrenciler, Pırıl pırıl ışıldayan gözlerinizle hayatta kattığınız enerji için sizlere minnettarız. Asla merak etmekten, sormaktan, denemekten, öğrenmekten vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden gidin. İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz. Işıklı günler. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar. Işıklı maviliklere süreceğiz. Hepinize iyi tatiller diliyoruz.”        
2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci döneminin tamamlanması nedeniyle bir basın açıklaması yapan Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’na karne verdi.

Bakanlığa verilen karnede,  kültür, sanat, estetik, eğitim yönetiminde liyakat, kamusal fayda, çocuk hakları, demokrasi, laik bilim uygulamaları konularında başarısız not verilirken,  Sansür, eğitimde tarikat ve siyaset, kadrolaşma, siyasi propaganda ve algı yönetimi konularında da pekiyi verildi.

 

Eğitim Sen Samsun Şubesi üyeleri dün gerçekleştirdikleri basın açıklaması eyleminde 2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemini değerlendirdi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını eleştirdi.

 

Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

 

 “2023-24 Eğitim Öğretim yılı birinci dönemi Cuma günü itibari ile tamamlıyoruz.    AKP iktidarında 22 yılda 9 eğitim bakanı değiştirildi. Değişmeyen tek gerçek ise görev verilen her yeni bakanın AKP’nin siyasi ve ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda uygun adım hareket etmesi oldu. Reform diye sunulan her yeni değişim ile eğitimin bilimsel, laik, nitelikli, parasız ve kamusal niteliği yok edildi.

 

 Eğitim yönetiminde, idareci atamalarında liyakat ve yeterlilik ilkesi terk edilerek yandaşlık, partizanlık, adam kayırma ilkeleri benimsendi, siyasi kadrolaşma esas kılındı. Eğitimde güvencesiz istihdam adım adım derinleştirildi. Öğretmenler ücretli, sözleşmeli, aday öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen diye ayrıştırıldı. Öğretmenlik mesleğinde çalışma barışı ve mesleki dayanışma büyük ölçüde yok edildi.

 

Sendikamız, “beyaz önlük” uygulamasına tek tip kıyafet dayatması nedeniyle karşı çıkarken, uygulama ilk gündeme geldiğinde özellikle kadın öğretmenlere yönelik olarak okul yönetimlerinin ‘bu nasıl kıyafet’ deyip önlük giymeyi dayatabilecekleri uyarısı yapmıştır. Ne Millî Eğitim Bakanlığı’nın ne de liyakatsiz okul müdürlerinin öğretmelerin ne giyip ne giymeyeceğine karışma hakkı yoktur.

 

 Kamu okullarında neden olunan nitelik kaybına paralel olarak; çeşitli teşvik, destek ve vergi kolaylıkları ile özel okullaşma oranı, parası olan için eğitim hakkı yıllar içerisinde artırıldı. Eğitim tüm yurttaşlarımız için bir haktır. Tüm yurttaşlara parasız nitelikli kamusal eğitim verilmelidir.

 

 Yarışmacı, elemeci, rekabet esaslı eğitim sistemi, değiştirilen sınav sistemleri ile mutlaklaştırıldı. Okullara merkezi bütçeden yeterli kaynak aktarılmayarak eğitim harcamalarında yurttaşların sırtına binen yük arttırıldı.

 

Öğrencilerin örgün eğitimin dışına kayışını durduracak önlemlerde yetersiz kalındı. MESEM ile çocuk işçiliği ve çocuk emeği sömürüsü eğitim ve yaşam hakkı ihlaline dönüştü. En son İstanbul Esenyurt'ta, staj yaptığı demir çelik fabrikasında saç bükme makinesine kafası sıkışan 14 yaşındaki Arda TOMBUL kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Çocuklarımız çocukluklarını yaşayamadan sermayenin kar hırsına kurban gitmekte. ‘4 gün iş, bir gün okul’ sloganıyla patronlara ucuz iş gücü kaynağı olarak sunulan meslek lisesi öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocuklarımız can güvenliği olmadan çalıştırılmaktadır.

 

Milyonlarca çocuk ve gencimiz kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle zifiri karanlıkta okula gitmek, akşam geç saatlerde okuldan eve dönmek zorunda bırakılmıştır.

      İktidarın 2012 yılında ifade ettiği “kindar ve dindar nesil” “siyasi iktidar olduk ama kültürel iktidar olamadık” sözü ve projesine uygun biçimde, ders programlarında dini derslerinin ağırlığının sistemli bir şekilde arttırılması ile her adımda yeni bir eşik atlanarak tüm okullar imam hatipleştirildi, medreseleştirildi.

 

4 Haziran 2023 tarihinde MEB’na Yusuf Tekin’in atanması ile eğitim sistemindeki dinci, gerici, siyasal islamcı ve piyasacı dönüşüm hızlandırıldı.

 

Sayın bakanın 6 aylık icraat dönemine tarikat, cemaat ve diyanet başkanlığı ilişkileri ve ÇEDES projesi damgasını vurdu. ÇEDES Projesi Laik eğitim ve laik yaşama yönelik açık bir tehdittir.

 

Tarikat, cemaatler ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan Anayasa’ya ve yürürlükte olan Kanunlara aykırı hukuk dışı protokollerin yargı kararlarına rağmen sürdürüleceği açık bir şekilde Meclis kürsüsünden dile getirildi. Tarikat ve cemaatler “ STK “ olarak nitelendirildi. Tarikat-cemaatler ile yapılan protokolleri savunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN suç işlemektedir. Derhal istifa etmelidir. Hukuk önünde hesap vermelidir.

 

Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin bütün kademelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ÇEDES benzeri proje ve protokoller, Karma Eğitim tartışmaları ve uygulamaları başta öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan olumsuz olarak etkilemeyi sürdürmektedir.

 

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES Projesi) laik eğitim anlayışına açıktan meydan okuma anlamına gelmektedir.

 

    Diyanet İşleri Başkanlığı eğitimde bir aktör haline getirilerek herhangi bir pedagojik formasyonu olmayan vaiz ve vaizelerin öğrenciler ile bir araya getirilmesinin, öğrencilerin mürit olarak yetiştirilmesinin önünün açılması başlı başına bir skandaldır. Okullar öğretmen ve öğrencilerindir. Tarikat cemaat ve din görevlisi adı altında hiçbir pedagojik formasyonu olmayan insanların yeri değildir. Bu kişileri öğretmenler ile karşı karşıya getirmek, olası olabilecek durumlara sebebiyet vermek, hukuku çiğnemek, başlı başına suçtur. Elinizi eteğinizi okullardan çekiniz. 

 

Ekonomik kriz koşullarına rağmen yapılan tüm çağrılara kulak tıkanarak öğrencilere bir öğün sıcak yemek talebinin karşılanması konusunda gerekli adımlar atılmadı. Türkiye’de çocuklar okula aç gitmekte, yeterli beslenememekten kaynaklı fiziksel ve zihinsel gelişimleri sağlıklı olmamaktadır.  Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir.

Eğitim Sen olarak talebimiz okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının hayata geçirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılmasıdır.

      

Öğretmenler mutsuz, öğrenciler huzursuz, anne-babalar endişeli!

 

    Tüm bu olumsuzlukların üstünün örtülmesine, öğretmenlere gönderilen beyaz önlüğün yeteceği, yanılgısına düşüldü.

     Oysa öğretmenlerin ve eğitim alanının sorunları ancak grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklar, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve eğitim sisteminin ve çalışma yaşamının demokratikleşmesi ile mümkün olabilir.

Değerli Anne-Babalar, Eğitim hizmeti devlet tarafından MEB eliyle sunulan bir kamusal hizmettir, asla başka bir kuruluşa devredilemez.

 

Çocukların laik, bilimsel, nitelikli, parasız eğitim hakkını yurttaş olarak talep etmek, sizin hakkınız olduğu gibi aynı zamanda anne baba olarak görev ve sorumluluğunuzdur.  Şimdi çocuklarımız güzel bir tatili, dinlenmeyi, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılarak güzel vakit geçirmeyi; bolca kitap okuyarak düşler kurmayı fazlasıyla hak etti.

Sevgili Öğrenciler,

Pırıl pırıl ışıldayan gözlerinizle hayatta kattığınız enerji için sizlere minnettarız. Asla merak etmekten, sormaktan, denemekten, öğrenmekten vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden gidin. İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz. Işıklı günler. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar. Işıklı maviliklere süreceğiz.

Hepinize iyi tatiller diliyoruz.”    

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karadenizhayat.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.