İYİ Parti İl Başkanı Hasan Aksoy'dan 2025 Yılı Değerlendirmesi

İYİ Parti Samsun İl Başkanı Hasan AKSOY 2025 yılını değerlendirdi.

2025 yılının  Yoksulluğun, Hukuksuzluğun ve Adaletsizliğin Derinleştiği Bir Yıl Olduğunu belirten Hasan Aksoy mesajın da şu ifadelere yer verdi: “ 2025 yılı, Türkiye’de emeğin yok sayıldığı, geçimin imkânsızlaştığı, hukukun askıya alındığı bir yıl olmuştur. İşçi, memur, emekli, esnaf ve çiftçi; herkes aynı anda yoksullaşmış, iktidarın yanlış ve adaletsiz politikalarının bedelini ödemek zorunda bırakılmıştır. Enflasyon rakamlarla makyajlanmış, gerçek enflasyon bilinçli biçimde gizlenmiştir. Ancak mutfakta yangın büyümüş; kira, gıda, enerji ve ulaşım giderleri maaşların çok üzerine çıkmıştır. İşçi aldığı ücretle ay sonunu getiremez hâle gelmiş, memur maaşı kamu çalışanını yoksulluktan koruyamaz duruma düşmüştür. Emeklilerimizin durumu ise tam anlamıyla bir vicdan sınavıdır. Bir ömür çalışmış, prim ödemiş, bu ülkeye hizmet etmiş milyonlarca emekli; bugün yokluğa ve çaresizliğe terk edilmiştir. Memura verilen seyyanen zam emeklilerden bilinçli olarak esirgenmiş, emekliler adeta sefalete mahkûm edilmiştir. Bu açık ayrımcılık, sosyal devlet ilkesinin inkârı, adalet duygusunun ise alenen çiğnenmesidir. Emekliler açlık sınırının altına itilmiş; temel gereksinimlerini dahi karşılayamaz hâle getirilmiştir. Esnaf ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Artan kiralar, vergiler ve maliyetler karşısında kepenk kapatan esnaf sayısı her geçen gün artmaktadır. Küçük işletmeler korunmamış, piyasa yandaş zincirlere teslim edilmiştir. Çiftçi ise üretimden kopma noktasına sürüklenmiştir. Mazot, gübre, tohum ve yem fiyatları katlanmış; ürününü maliyetinin altında satmaya zorlanan çiftçi borç batağına itilmiştir. Tarlalar boş kalmış, ithalat politikalarıyla yerli üretici cezalandırılmıştır. Tüm bu ekonomik çöküşün temelinde hukuksuzluk ve adaletsizlik vardır. Hukukun üstünlüğünün ortadan kalktığı, yargının bağımsızlığını yitirdiği bir ülkede ne emek korunur ne üretim yapılır ne de yatırım gelir. Adaletin olmadığı yerde ekmek küçülür, umut tükenir. Ancak yaşananlar yalnızca ekonomik bir çöküşten ibaret değildir. Bütün bunların yanında, üniter ve ulus devlet yapımızı hedef alan; adına “barış” denilen ancak gerçekte bir ihanet süreci olan plan devreye sokulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan ve Anayasamızda “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” denilen maddeler dahi tartışmaya açılmıştır. Bu durum, sadece bir hukuk ihlali değil; doğrudan devletin varlığına yönelmiş açık bir tehdittir. Ekonomide yoksullaştırılan millet, şimdi de kimliksizleştirilmek istenmektedir. Hukukun askıya alındığı, adaletin zedelendiği bir ortamda; Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin pazarlık konusu yapılması asla kabul edilemez. Milletin iradesi yok sayılarak yürütülen bu süreç, ne barışa ne de huzura hizmet eder. Kamu kaynakları bir avuç ayrıcalıklı kesime aktarılırken; işçiye, memura, esnafa ve çiftçiye kemer sıkma politikaları dayatılmıştır. İsraf, kayırmacılık ve cezasızlık bu düzenin temelidir. Bu iktidar, toplumu topyekûn yoksullaştırmıştır. İYİ Parti olarak açıkça söylüyoruz: Bu düzen değişmelidir. Emeği değersizleştiren, hukuku yok sayan, adaletsizliği yönetim biçimi hâline getiren bu anlayış Türkiye’yi çıkmaza sürüklemiştir. Biz; hukuk devletini yeniden kurmaya, adil paylaşımı sağlamaya, işçinin, memurun, esnafın, çiftçinin ve emeklinin hakkını savunmaya kararlıyız. Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun liderliğinde; milletimizin birliğini, devletimizin üniter yapısını ve Cumhuriyetimizin temel niteliklerini sonuna kadar savunduk bundan sonra da kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Büyük Türk Milleti önünde İYİ Parti olarak bu ihanet sürecine karşı net, açık ve geri adım atmayan duruşumuzu gösterdik; göstermeye de devam edeceğiz. Türk Milleti yoksulluğa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe mahkûm değildir. Bu düzeni değiştirecek olan yine milletin kendisidir."